ÜÇ KAĞITÇI SÜTÇÜ METODU

(Bebek bakımı, eğitimi hakkında hiçbir eğitimim, uzmanlığım, profesyonelliğim ve de iddiam yoktur. Az sonra söyleyeceklerim (ve bu sitede hep söylemiş olduklarım), “Ben bunu böyle yaptım, haberiniz olsun. Yine de siz bilirsiniz valla, ben karışmam…” ın ötesine gitmeyip, sadece beni bağlamaktadır. Şu blog alemlerinde bugün edilen laflar yarın bir yerini tırmalar hadiselerinden tırsıp böyle açıklama gereği duyduğum da doğrudur. İyi seyirler :D)

biberonGece beslenmesi diye bi olay var, bebek bakım mecrasında. Şimdi ben yazı boyunca , “Aman da gece beslenmesi, canım da cicim de gece beslenmesi…” diye uzun uzun yazmaya üşenirim diye, gece beslenme alışkanlığı olan bebelerden ‘Akşamcılar’ diye bahsedicem.

Bebekler ve çocuklar için uyku arası beslenmenin, biberonun hem fiziksel hem de uyku kalitesi anlamındaki zararlarını anlatmıycam. Bundan bahseden pek çok yazı sanal alemde mecvut. (İlgili yazı ve önerileri http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com.tr/ adresinden de bulabilirsiniz.)

Ben bu akşamcılık olayının bebekten ziyade ana-babaya olan zararları üzerinde durmak istiyorum. Bütün gün çocukla(/larla) ben diyeyim tek beden, sen de ortak yaşam formu biçiminde geçirilen, bitmek tükenmek bilmez günün sonunda, lütfen ama lütfen, hatta bi zahmet, sabaha kadar deliksiz uyusun şu bebeler de ana-baba bi şarj olsun, olmaz mı!

Bizim bebelerimiz de 1,5 yaş civarına kadar ‘has akşamcı’ydı. Akşam 8 buçuk-9 da yatarlar (güya), sabah 7’ye kadar, her 1,5 saatte bir, ciyaaak, getir ordan bi biberon her zamankinden, doldur saki içizez, aman sabahlar olmasın… Akşam dokuzdan sabah yediye 10 saat, hadi bir buçuk değil 2 saatte bir olsun, 5’er uyanış eder. 5 çarpı 3 bebe eşittir 15 mama ikramı. Allahtan yanına bi peynir kavun kes, donat şurayı diyen olmadı, şükür.

1. doğum günümüze 1 ay kala ani bir kararla uyku darbesi ilan etmiş, uyku eğitimi dayatmasıyla bir kaç ay içinde kendi becerisiyle uyuyabilen bebeler elde etmiştik. Öyle inanılmaz çetin bir mücadele idi ki bu, hayattaki elde ettiğim edeceğim en büyük başarının bu olduğuna inanıyorum (hatta üniversiteden bölüm birincisi olarak mezun olmaktan bile büyük başarı bence kesinlikle. Bölüm birinciliğimi de şu araya sıkıştırıvereyim dedim güme gitmesin lütfen 😛 )

Tamam artık bebe sallamak, uyuşan bacaklar, bel fıtıkları, boyun düzleşmeleri filan geride kalacaktı ama gece neredeyse saat başı mama allah mama diye uyanmaya devam ettikleri sürece yemişim ben böyle uyku eğitimini. Hatta gel evladım başta 3 saat kesintisiz salliyim seni de sabaha kadar 10 saat deliksiz uyu!) Acilen gece beslenmesi denen zerzevattan kurtulmamız icap ediyordu ama nasıl nasıl?! Bebeler bağımlı, laftan sözden anlamaz. Üst komşular “Sizin bebeler sabaha kadar pek bi ağlıyo yassssııııkkkk!…” diye “kesin şunların sesini de uyuyalım!” imalarında he fırsatta. Sessiz ve derinden bi çözüm bulmak lazım?…

Karı koca aldık elimize konuya dair ne kadar kitap-kaynak ne varsa. Didik didik ettik, satır satır taradık. Açık oturumlar organize ettik, beyin fırtınaları/kasırgaları düzenledik. Sonuçta planımızı kurduk: Süte su katacaktık!

O gece ve takip eden her gece, biraz biraz, gıdım gıdım amacımıza doğru yol almaya başladık. Günbegün, hazırladığımız toz mama karışımının mama miktarını azaltıp su oranını arttırdık. Her geçen gün/hafta daha seyreltik bir karışım tutuşturuyorduk ellerine. Gitgide içinde eser miktarda mama olan sulu bişey olmuştu biberondaki. En son gün ise saf su! Bildiğin haş iki oo!  Ama geçiş öylesine sinsi bir yavaşlıktaydı ki, mama diye çığırdıklarında ellerine verilen saydam karışıma bakıp “Bu ne la, bildiğin su bu!..” diye uyanamıyorlardı duruma. Lıkır lıkır içip geri yatıyorlardı. Bir gece, iki gece… Baktı ki bu sek içim eski tadı vermiyor, akşamcılığın da  bi zevki kalmadı, şırıl şırıl bi su için de uykuyu o kadar bölmeye değmez diye düşünüp geceleri garson çağırmaktan vazgeçtiler!

Gece beslenmesi denen melanet bizi bu organize çalışmamız neticesinde terketti. Üç kağıtçı sütçü metoduyla, sattığımız süte su kata kata başarıya ulaşmıştık işte! (Tamam 2,5 yaş oldular ve hala deliksiz uyudukları söylenemez. Üst komşular hala gece ağlayan bebelerimiz için bize acıyorlar(!) Ama olsun, 1-5 saatte bir akşamcıya şişe yetiştirme derdi bitti sonuçta. Yaşasındı baağğzı üç kağıtlar, yaşasındı pembe sahtekar anne-babalar! Ne de olsa son zamanların (belki de her zamanların) trendi değil miydi sahtecilikle zafer kazanmak?…  🙂

 

18 thoughts on “ÜÇ KAĞITÇI SÜTÇÜ METODU

  1. berbat birgünün arası harika geldi :)) imrenerek takipettiğim 3bebenin kraliçe anası çok yaşa sen :*

  2. yok illa yapçam bu eziyeti su ise su o da kabül diyen bebeleriniz varsa bile yine karlı ( a’ yı siz yumuşatıverin ) bir deneme neden ? Biberon çürükleri açısından 😉

    • Bizimkiler de deliksiz uyumuyo arkadaşım yaa :/ Ama en azından zırt pırt kalk biberon hazırla, gecenin körü biberon yıka, bilmem ne bilmem ne derdi bitti buna bile şükür…

  3. ben de aynı dertten muzdaribim. oğlum 18 aylık ve hala gece zırt pırt kalkıyor daha geçen gece 8 biberon bitirdi 😀 üstelik ikinciye hamileyim ve gece uyanmaları yüzünden şiddetli bel ağrısı da çekmeye başladım :/ deneyeceğim bu yöntemi umarım sonuç alırım 🙂

  4. Akilli oldugunu her yazisinda hissettigim guzel arkadasim gercekten cok tatlisin. Kitap yazacak insansin valla. Vakit buldugunda bunu dusunmeni cok isterim. Yazsan 1 numara olurdu eminim.Arada bakiyordum yeni yazin var mi diye. Gorunce mutlu oldum ve yine keyifle okudum. Tesekkur ederim.

    • teşekkür ederiiiiiimmmm ^_^ Başka bi mecrada tanışıyo muyuz acaba? Rumuzdan tanıyamadım eğer öyleyse. Öylesine beni aşan birşeye layık görüşün güzel bakan gözdendir kesinlikle. İşte çocuklarıma yazıyorum bu kitabı, büyüyünce açıp açıp okusunlar, başka da ne isterim ki 🙂 Çoook teşekkürler, sevgiler… :* 😉

  5. Geri bildirim: ÇOĞUL BEBELERE UYKU TÜYOLARI | 3 bebe 1 arada

sukriyekorkmaz için bir cevap yazın Cevabı iptal et